Uzun zamandır Alkali Beslenme ile ilgili yazmak istiyorum. Fonksiyonel Tıp yaklaşımında Gökkuşağı Beslenme ve günde 10-15 porsiyon sebze tüketme prensipleriyle sağlığa doğru gittiğimizi çok anlatıyorum. Alkali beslenme de bu yaklaşımla çok örtüşen bir bakış açısına sahip. Fonksiyonel beslenmeden farkı porsiyonlardan öte asit yükünü arttıran ve azaltan yiyecekler üzerinden gidiyor.
Vücudumuzda sindirim, büyüme, hücre yenilenmesi, hormonal ve diğer tüm sistemlerin çalışmasının metabolik olaylar olduğunu düşünürsek, her an asit artıklar oluşur ve hücrelerimiz tarafından temizlenir.
Beslenmemiz asit yapıcı besinlerden olursa asitlenme daha da artar ve yağ yakımı zorlaşır. Vücudun asit yükünü azaltmaya yardımcı alkali besinler tüketirsek, vücut sıvılarımız da alkali bir PH seviyesine doğru gider. Bu şekilde metabolizmamız daha az zorlanır ve sağlıklı çalışmaya başlar.
Alkali besinler aynı zamanda antioksidandır. Beslenmeyle asit yükünü azaltarak ve alkali rezervini arttırarak vücuduna destek olabilir ve sağlıklı olabiliriz.
Asitli beslenme neden zararlı?
Vücut atamadığı asidi paketleyip yağ hücreleri içinde saklamak üzere depolar. Depolanan yağlar önce basen ve kalça bölgesinde, sonra bel bölgesinde depolanır. Asit içeren yağ depoları arttıkça vücutta hastalıklara sebep olur.
Asit – Alkali konusunu belirleyen PH değeri nedir?
Hidrojen (H+) iyonunun miktarını gösteren PH değeri 0-7 arasında ise asit, 7-14 arasında ise alkali sıvı olur. Hidrojen (H+) iyon konsantrasyonu vücudun iyilik durumunun genel bir göstergesidir.
Vücuttaki tüm sıvıların bir PH değeri vardır. Kanın ideal PH değeri 7,35-7,45 arasındadır. Bu hafif alkali kan değeri, asit giderici tampon sistemleri ile hep aynı aralıkta tutulur. Asitleri vücuttan atmak için idrar, ter, dışkı, nefes kullanılır. Bu sistemlerle atılamayan asit yağ depoları içinde depolanır.
Asitli besin nedir?
Proton yüklü atomların çok olduğu sıvılar asitlidir. Bu atomlar kendilerine fazladan elektron alacağı yapılar arar ve çevresine saldırır. Bu protonların bildiğimiz diğer adı ise Serbest Radikaller'dir. Serbest radikaller asittir.
Alkali besin nedir?
Fazladan elektronu olan ve serbest radikallere elektron veren maddeler alkalidir. Bu maddeler elektron verme kapasitesiyle ortamı sakinleştirirler. Antioksidanlar alkalidir.
Asitlenme nasıl Osteoporoz'a sebep olur?
Kanser, Kolesterol, Osteoporoz gibi hastalıklar ve selülit gibi bazı etkiler asitlenmenin sonucudur. Asitlenmeyi tamponlamak için kalsiyum ve magnezyum mineralleri kullanılır. Kandaki kalsiyum ve magnezyum bittiğinde kemiklerden çalınır. Fazla asitlenme sonucunda vücutta kalsiyum ve magnezyum depoları boşalır ve kemik erimesine sebep olur. Osteoporozun sebebi kronik asitlenmedir.
Asitlenme başka nelere sebep olur?
Kolajen asitlenme sebebiyle sertleşir, eklemler ve cilt esnekliğini kaybeder. Bu şekilde ciltte kuruma, kırışıklıklar ve yaşlanma meydana gelir.
Hücre zarı sertleşmesine ve beyinde hücreler arası iletişimin yavaşlamasına sebep olur. Hücre zarının asitlenme ile sertleşmesi hormonlardan gelen emirleri uygulamayı zorlaştırır.
Uykusuzluk, kronik yorgunluk, depresyon hali, hafıza sorunları asitlenme kaynaklıdır. Diş çürümesi ve diş eti çekilmesi, tiroid fonksiyonları azalması, hızlı yaşlanma, insülin duyarsızlığı, böbrek taşı oluşumu, yağlanma ve selülit asitlenme kaynaklıdır.
Asitlenmeye yol açan yiyecekler nelerdir?
Doymuş yağlar fazladan Hidrojen alamazlar ve vücudun asit yükünü azaltamazlar. Enerji için yakıldıklarında ise asitlenmeyi arttırırlar.
Çoğu paketli gıda içerisinde veya hazır yiyecekte bulunan Trans yağlar, Hidrojene yağlar, Kızartma yağlarının kendileri asit yüklüdür. Bu yağlardan enerji elde ederken vücudun alkali rezervi çok azalır.
Şeker en önemli asitlenme kaynağıdır. Diyabete bağlı bir çok hastalığın gelişmesine sebep olur. Fruktoz (meyve şekeri) bizi normal şekerden daha fazla yaşlandırır.
Hayvansal proteinler sindirim sonrası çıkardıkları ürünler sebebiyle asitlenmeye sebep olur. Süt ve peynir grubu içerdikleri bazı proteinler sebebiyle vücutta enflamatuar maddelere ve böylece asitlenmeye sebep olur.
Gluten içerisindeki gliadin proteini sebebiyle bağışıklık sistemini uyarır ve enflamatuar maddelerle asitlenmeye sebep olur.
İşlenmiş ürünler, salam, sucuk gibi gıdalar, kömür ateşinde pişmiş etler, kızartmalar da asitliği arttıran gıdalardır.
Asitlenmeyi azaltan yiyecekler?
Doymamış yağlar serbest radikallerden hidrojen alarak vücudun asit yükünü azaltabilirler. Omega 3 yağların hidrojenleri alabilecek doymamış yerleri çok fazladır. Bu şekilde kandaki asitlerin hücre zarı ve damarlarına zarar vermesini engeller.
Diğer hayvansal proteinler doymuş yağları sebebiyle asitlenmeye katkıda bulunurken, Balık eti içeriğindeki Omega 3 sebebiyle vücudun asidini temizlemeye yardımcıdır.
Mineral açıdan zengin Tuzları kullanmak, aralıklarla ve bol Su içmek, PH’I 7’ye yakın suları tüketmek de asitlenmeyi azaltmak için yöntemlerdir.
Alkali beslenmek için neleri nasıl yiyelim?
Kırmızı et gibi asitli yiyecekleri, alkali yiyeceklerin ¼ oranında tutmak
Alkali su içmek, kahve, çay, şekerli ve gazlı içecekler gibi asitli içeceklerden uzak durmak
Sofra tuzu yerine deniz veya himalaya tuzu kullanmak
Keten tohumu, kivi, semizotu, ceviz, badem, fındık gibi bitkisel Omega 3 kaynaklarından faydalanmak
Somon, hamsi, uskumru, ton balığı gibi hayvansal Omega 3 kaynaklarını tüketmek
Zeytinyağı, hindistancevizi yağı, avokado ve tohum yağlarını tüketmek
İnek sütü ürünleri yerine keçi, koyun, manda sütü ürünlerini seçmek
Bol bol çiğ sebze veya az pişmiş sebzeyi beslenmeye dahil etmek
Limon ve doğal elma sirkesi kullanmak
Vücuda ne kadar çok elektron yüklü besin girerse o kadar alkali oluruz. Fazladan elektron taşıyan her madde alkalidir ve aynı zamanda antioksidandır. Asit yükünü azaltarak ve Alkali rezervini arttırarak vücudumuza destek olabilir ve sağlıklı olabiliriz.
· Bu yazı Ayşegül Çoruhlu’nun Alkali Beslenme adlı kitabından derlenmiştir.
Comments